Ağlayıp sızlayıp ülkemizi terk mi edeceğiz?

Ağlayıp sızlayıp ülkemizi terk mi edeceğiz?

Ağlayıp sızlayıp ülkemizi terk mi edeceğiz?

 

Ağlayıp sızlayıp ülkemizi terk mi edeceğiz?

 

Uzun süre aradan sonra yazmaya yeniden başladım. Yaşadığımız hayat bazen o kadar hızlı, hareketli ve dolu dolu geçiyor ki insan, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. İşte bende de böyle bir durumda dönüp arkaya baktığımda anladım ki hayatı çok hızlı hareketli ve dopdolu yaşamışım. İşte o zaman anladım ki uzun süredir kendime zaman ayırmamışım, dinginlik yaşamamışım ve yazmamışım. Ama sonunda kendime zaman ayırıp dingin yaşamaya başladım ve yine yazılarıma geri döndüm.

Bu sefer yazılarımda gerçek yaşanmışlıklardan, güncel konulardan, sivil toplum örgütündeki üstlendiğim görevimde gözlemlediklerimden, bilişim dünyasından ve dünyanın içinden geçtiği zamanlardan bahsedeceğim. Örnek; Time dergisinin kapağındaki “The Great Reset” – “Büyük Sıfırlama” gibi mesajları değerlendireceğiz.

İki yıldır dünyanın boğuştuğu “Pandemi” ve bunun hem psikolojik hemde ekonomik etkileri ile ülkeler, ülkeleri yönetenler ve toplumlar ciddi şekilde mücadele etmektedir. Bu sürede Ülkemiz de “Pandemi”den dolayı oluşan psikolojik ve ekonomik etkilerinden dolayı zor zamanlardan geçmektedir. Tabiki bu durumlara birde istikrarsız Hükümetler, vekillerin “Koltuk” ve “Ego” savaşından dolayı yarım kalan projeler, başarısız girişimler vs ülkeye daha da büyük zararları olmuştur. Bu gün geldiğimiz duruma baktığımızda bulunduğumuz durumu şu şekilde özetleyebiliriz;

Ekonomik olarak fakirleşmiş bir toplum,

Bürokrasilerin zorlukları ve ekonomik zorluklardan dolayı üretimin daha da azalması,

Gelen hükümetlerin ekonomik zorluklardan kurtulmanın yolunu “ZAM” olarak hayata geçirmesi,

Kısa vadeli “Günü Kurtarma” için alınan yanlış kararların verdiği zararlar,

Her gün daha da kötü işleyişe giden kamu sistemi,

Çok ciddi şekilde “Umutsuzluk ve Güvensizlik”den dolayı göçlerin başlaması, (özellikler gençlerin)

Kısaca Eşitsizliğin, Adaletsizliğin, Empatinin, Üretimin ve Çalışmanın yok olduğu bir yaşama (bilinmezliğe) doğru giden bir toplum oluştu.

Peki şimdi bu kadar ciddi olumsuz koşullarda oturup ağlayıp sızlayıp ülkemizi terk mi edeceğiz?

…..

Asla, aksine dünyanın en şanslı insanları, toplumu olduğumuzu hatırlamalıyız. Çünkü bizim “ATATÜRK” gibi örnek aldığımız bir Liderimiz ve onun bize miras bıraktığı “İlkeleri” var. Birde onun en meşhur ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ vardır.

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet’ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.

İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!

Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.

Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.

Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

  1. ATATÜRK 20 Ekim 1927

İşte bu en son cümle herkesin aradığı güç ve umudun en güzel özetlemesidir. Ben her her gün uyandığımda böyle bir lideri örnek alıp yolunda yürüdüğüm için çok mutluyum ve ülkem için çok umutluyum.

Artık toplum olarak silkinip kendimize gelmeliyiz. Toplum olarak geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkartıp, yaptığımız hayatların telafisini yapmak eğer telafisi yoksa ders çıkartıp önümüze ve geleceğimize bakmak. Ama buna bakarken de hızla “ÖZÜMÜZE DÖNEREK” hep birlikte ve beraber çok çalışarak ekonominin en önemli çarkı olan mevcut “ÜRETİMİ” artırmalıyız, bunu yaparken de kangren  olmuş sistemi de hızla onarıp ülkemizi güçlendirmeliyiz. Hep birlikte  özverili öyle bir çalışıp üretmeliyiz ki birlikte ülkemizi içinde bulunduğu kötü ekonomiden daha güçlü ve kendi kendine yeten ekonomik güce ulaştırmalıyız. Elimizdeki tüm imkanları, tüm genç beyinleri, tüm teçrübeli büyüklerimizi ve günümüzün en önemli şeyi “TEKNOLOJİYİ” kullanıp bunu yapmalıyız. Hemde hiç zaman kaybetmeden. Artık zaman en değerli varlığımız. Hele de üretim dendi mi? İşte o zaman, zaman çok daha fazla değerli oluyor. Ülkemizde aslında hep birlikte üretim başladı. Hep birlikte ortak üretime örnek bir yapı olan 4K KOOP.

“Lefke bölgesinde üreten kadınlar, Kırsal Kalkınma Kadın Kooperatifi LTD. (4K KOOP) adı verilen kooperatif çatısı altında birleşti.  Kaynak: Lefke’de kadın üreticiler “4K KOOP”’ta birleşti”

Birlikten güç doğar ve birlikte her zaman daha da güçlü üretim yapabiliriz. Toplum olarak artık herkesin elini taşın altına ve elini vicdanına koyma zamanı geldi de geçiyor bile. Artık kendimize;
Neden böyle oldu?

Ne oldu bize?

Nerden nereye geldik?

Niye yozlaştık?

Niye bir birimizle çatışma içindeyiz? Vs. uzatsak dahada gidebilir gibi acımasız elekştririleri ve söz düellolarını bir kenara bırakıp artık şunları sormalıyız;

Ülkemizve geleceğimiz için ne kadar fazla kaliteli üretim yapabiliriz?

Birlikte çalışarak kaliteli üretimi artırmak için neler yapabiliriz?

Kaliteli üretimi artırmak için günümüz teknolojisine uygun hangi projeleri hızla geliştirebiliriz?

Evet hep birlikte, koltuk kavgası olmadan, Ego olmadan, para hırsı olmadan geleceğimiz için, gelecekte güzel bir ülkede huzur içinde yaşayıp yaşlanmak için çalışıp üretmeliyiz. Birlikte çalışıp üretip hayata geçirmeliyiz. Birlikte üretmeyi, takım çalışmasını kendimize hayat yaşantısı edinmeliyiz. O zaman gelecek nesiller ve huzurlu güzel bir gelecek için hep birlikte;

Yakın geleceğe mesajım var;

“Üretime Dayalı, Eşit ve Sosyal Yaşama Öncü Toplum olmak”

Serkan KIRMIZI

İskele Esnaf ve Zanaatkarlar Birlği Başkanı

 

https://ajanscyprus.com/aglayip-sizlayip-ulkemizi-terk-mi-edecegiz/