Geleceği Korumak Zorundayız!

Geleceği Korumak Zorundayız!

Geleceği Okumak Zorundayız Geleceği Okumak ZorundayızOldukça zor bir dönemde olup, gerek dünyada gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, alanında uzman kişiler bu durumdan kurtulmak için canla başla çalışmaktadır. Birçok ülke ise “Ohal” kararları ile kısmi sokağa çıkma yasağını uygulamaya devam etmektedir.  

Pandemi başladıktan kısa bir süre sonra, insanlarda psikolojik yıkım yaşanmaya başlamıştır. Bu durum salgından sonra insanların yönetime olan güvensizlikleri ve itaatsizliklerinde artış, sosyal aktivitelerin bitme noktasına gelmesi ve iletişim kopuklukları oluşmaya başlamasına zemin oluşturmuştur. Tüm bu yaşananlar toplumun birbirinden uzaklaşmasına sebebiyet vermeye devam etmektedir. Toplumun iletişimi ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden gerçekleşirken, bireyler duygu ve düşüncelerini destekleyen bir merci bulamamaktan şikâyetçidirler.

Yapılan basın açıklamalarında da yöneticilerin kullandıkları açık ve net olmayan ifadeler halkımız tarafından hoş karşılanmamaktadır. Bu nedenle yapılan açıklamalarda insanlarımızı tatmin edecek net ifadelerin kullanılmasına özen gösterilmesi, danışmanların toplum psikolojisini daha dikkatli algılayarak verileri ve içerikleri daha sade ve anlaşılır halde toplumla buluşturmalarına ortam hazırlamaları gerekmektedir. Böylece sosyal medya üzerinden toplumumuza empoze edilen panik ve umutsuzluk ortamı yerine daha iç rahatlatıcı bir dönemi kucaklayacağımız kanaatindeyiz.

Öte yandan ülkemizde pandemiye karşı alınan sağlık tedbirlerinin yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Yine de yetkililerin ellerinden geleni yaptığına ve bunun artarak devam edeceğine olan inancımızı kaybetmek istemiyoruz. KKTC genelinde ise can kaybı yaşanmamasının büyük bir şans olduğunu ama bunun rehavetine kapılarak alınan tedbirlerin aynen devam ettirilmesi konusundaki hassasiyetimizi bildirir ve bizlerin de bu tedbirlerin takibi açısından oldukça kararlı olduğumuzu bilmenizi isteriz. 

Bu salgınla beraber ülkemizde ve dünyada hem ekonomik hem de psikolojik bir çöküşe şahit olmaktayız. Yaşanan kaosla ekonominin kötüye gitmesi, ürün ve işçilik ücretlerinin artmasına neden olması artık kaçınılmazdır. Bizi bekleyen yeni gelecek konusundaki ortak fikrimiz “Geleceği Okumak Zorundayız” mottosunun net ve zaruri olduğu yönündedir. 

İEZB Yönetim Kurulu olarak, hükümetin almış olduğu kararların mevcut duruma göre yetersizliğinin farkındayız.


İEZB Yönetim Kurulu olarak Gazimağusa, Yeniboğaziçi ve İskele Emirnamesine “İş Bu Emirname 12 Ay sonra LAW olacaktır” maddesi eklenmesi rağmen bugün gelinen noktada 2. Gazimağusa, Yeniboğaziçi ve İskele Emirnamesi  yayınlanmıştı. Bunun üzerine Bakanlar kurulunda onaylanmamasına rağmen 6 ay ertelenmesi ve bu erteleme sırasında Yüksek Mahkeme’nin aldığı kararla daha da içinden çıkılmaz bir durum halini almıştır. Dere yataklarının içine yapılaşma, deniz kenarına ormanları katlederek hotel yapımları devam etmektedir.  

İEZB olarak daha önce belirttiğimiz gibi bu emirname kaos ortamı yaratan ve içinden çıkılmaz bir hal alıp bölge ve ülke ekonomisine ciddi ölçüde zarar verecek boyuta gelmiş durumdadır. İskele İlçe olmasına rağmen yatırımlarda hep geri plana atılmasında ayrıca kötüye giden ekonomide ve bölgedeki esnafın zarar görecek boyutlara ulaşmasından dolayı “EMİRNAMEYE HAYIR. YAŞANILABİLİR BİR GELECEK İÇİN İMAR PLANINA EVET” diyoruz.

Artık İskele’den Dipkarpaza kadar tüm bölge Esnafının sesi olan İskele Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği olarak; Tüm bölgeye hizmet verecek Arıtma Projesinin Hayata Geçirilmesi, Tüm bölgenin Alt Yapısının yapılması,“EMİRNAMEYE HAYIR. YAŞANILABİLİR BİR GELECEK İÇİN İMAR PLANINA EVET”Diyoruz ve 28 Temmuz 2020 Salı günü yapılacak “Araçlı Eyleme” tam destek vereceğimizi kamuoyuna bildiririz.

SIRADAKİ HABER